" Mutfak eviyeniz belki de en iyi küvet yerine geçecektir. Başlamadan önce bütün kapıların ve pencerelerin kapalı olmasına ve odaya hiçbir yerden soğuk hava gelmemesine dikkat ediniz. Kedinin kaymasını önlemek için eviyenin dibine kauçuk bir yaygı koyunuz.
Eğer kedinizin karşı koyacağını düşünüyorsanız, onu yalnız kafası dışarıda kalacak biçimde pamuklu bir torbaya sokunuz. Şampuanı torbaya döküp kediyi torbayla birlikte suya indiriniz. Şimdi torbanın dışından kediyi ovalayarak köpürtünüz.
Eviyeyi beş- altı santim kadar ılık suyla doldurunuz. Suyun sıcaklığı kedinizin vücut ısısı olan 38.5 dereceye mümkün olduğunca yakın olmalıdır. Kedinizi kaldırabilmek için bir elinizi altına koyup diğeriyle ensesinden tutunuz. Kedinizin, eğer isterse, ön patilerini suyun dışında tutmasına izin verebilirsiniz."
Aldous Huxley:
" Bir süre önce romancı olmak isteyen bir gençle tanıştım. Benim bu meslekten olduğumu bilen genç, arzusunu gerçekleştirmek için işe nereden başlaması gerektiği konusunda kendisine yardımcı olmamı istedi. Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. " İlk olarak bir yığın kağıt, bir şişe mürekkep ve bir dolmakalem alacaksın." dedim. "Sonra geriye bir tek yazmak kalıyor." Ama bu söylediklerim genç dostumu tatmin etmedi. Sanki özenle uygulanırsa bir Dickens, bir Henry James, bir Flaubert olmanızı sağlayacak edebi reçetelerle dolu, gizli bir edebi yemek kitabının bulunduğuna inanıyordu.
...Bir defter ya da günlük tutuyor muydum? Zengin ve kibarların salon sohbetlerine katılıyor muydum? Ya da tam tersine güneyde, Sussex'de inzivaya mı çekiliyordum? Yahut East Pub'larda kendime konu mu arıyordum?
Buna benzer şeyler... Bütün sorularını elimden geldiğince yanıtlamaya çalıştım. Olabildiğince tarafsız tabi. Ve genç adamın hayal kırıklığına uğramış hali karşısında ona son bir karşılıksız öğüt vermeye karar verdim. "Genç dostum" dedim, "eğer insan psikolojisiyle ilgili bir kitap yazmak istiyorsan, yapabileceğinin en iyisi bir çift kedi edinmektir." Ve onu bu fikirle baş başa bıraktım.