Aptallığa Dair Anekdotlar

 

Londra'da bir otobüste...

İlk Kadın: Doğum günü için Fred'e ne alacağımı bilemiyorum.
İkinci Kadın: Niçin ona bir kitap almıyorsun?
İlk Kadın: (biraz düşündükten sonra) Yok olmaz. Zaten bir kitabı var.


Bir balık üreme çiftliğinde, şu anda nesli tükenmiş bir balık cinsi olan Michigan Grayling türü için, balığı betimleyen küçük bir sergi yeralıyor. Çiftliği ziyaret eden bir turist ve orada çalışanlardan biri arasında geçen bir konuşma...

Turist: Grayling  hala nesli tükenmiş bir tür mü?
Görevli: Evet efendim, varolan tüm Graylingler tükendi.
Turist: Herhangi bir şekilde geri gelme şansları var mı?
Görevli: Hayır, bunun mümkün olduğunu sanmıyorum.
Turist: Niçin?
Görevli: Çünkü Graylinglerin nesli tükendi.
Turist: Hala mı?
Görevli: Evet hala.


Havaalanında kapıda check in yaptırılırken bir güvenlik görevlisi yolcuya yaklaşır:

Görevli: Sizin bilginiz olmadan herhangi biri bagajınıza bir şey koymuş olabilir mi?
Yolcu: Eğer bilgim dışındaysa nasıl bilebilirim ki?
Görevli: (Gülümseyerek) Sorma sebebimiz de bu.


Canı çok fazla kızarmış patates isteyen bir müşteri arabaya servis yapılan McDonaldslardan birine gider:

Müşteri: Bir büyük patates kızartması lütfen.
Satıcı: Onunla beraber patates kızartması da ister miydiniz?

Müşterinin kafası karışır ve "Hayır" diyerek cevap verir. Satıcı arabasını ileri almasını ister ve müşteri de alır; ancak müşteriye niçin hala orada durduğunu sorar:

Satıcı: Patates kızartması istemediğinizi sanmıştım.
Müşteri: Yoo, büyük patates kızartması istedim.
Satıcı: Tamam. Onunla beraber patates kızartması da istiyor musunuz?

Son seferinde hayır demek müşteriye hiçbir şey kazandırmadığından, bu sefer evet demenin daha iyi olcağını düşünür.

Satıcı müşteriye iki büyük patates kızartması verir.


Kahramanımız Wyoming'de bir kayak tatili sırasında, bir karı-kocaya rastlar. Çift, kendisinden fotoğraflarını çekmelerini ister. Bundan memnuniyet duyacağını belirten adam fotoğraflarını çeker. Ardından da kendisinin fotoğrafını çekip çekemeyeceklerini sorar. Bunun üzerine koca şöyle cevap verir:

"Ah çok özür dilerim, ama sadece iki pozluk filmimiz kaldı ve biz kaldığımızın yerin resimlerini çekmek istiyoruz."


Adam üniversitenin bilgisayar merkezinde müşteri hizmetleri asistanı olarak çalışmaktadır. Merkezdeki bilgisayarlardan 3'ü öğrencilerin e-mail hesabı açtırmaları için kullanılmaktadır. Laboratuvarın içine ve dışına konmuş işaretler bu 3 bilgisayara giden yolu göstermektedir. Ama gene de her gün en az 2-3 kişinin  nereden e-mail hesabı açtırabileceklerini sormalarından muzdarip olan asistan 7 aşamalı bir işaret hazırlar:

Nasıl E-mail Hesabı Açtırabilirsiniz:

1. Durduğunuz yerden odanın öteki ucuna bakınız.
2. Üzerinde "E-mail Kurulumu" yazan bilgisayarları bulunuz.
3. Onlardan birine doğru yürüyünüz.
4. Başına oturunuz.
5. Netscape browser'ında gördüğünüz formu doldurunuz.
6. "Gönder" butonuna basınız.
7. Kullanıcı adınızı ve şifrenizi unutmayınız.

Bu yazıyı astıktan kısa bir süre sonra, yaşlıca bir adam kızıyla birlikte içeri girer. Tam konuşmaya başlayacağı anda yazıyı fark ederek, okumaya başlar. Okur, ileri bakar, arkasını döner, biraz daha okur, kızıyla yazıya bakıp kısaca konuşur, biraz daha okur ve cama gelip asistana:

"Nereden e-mail hesabı açtırabiliriz?" diye sorar.


Bu olay kızarmış tavuk satan bir dükkanda gerçekleşmiştir.

Müşteri: Yarım düzine chicken nugget istiyorum.
Satıcı: Üzgünüm ama yarım düzine satmıyoruz. Sadece 6, 9 ve 12'lik olarak               ısmarlayabiliyorsunuz.
Müşteri: Peki o halde 6'lıktan alayım.


Temmuz ayı. Olay şehir otobüsünde geçiyor. Arka tarafta iki tane İngiliz bayan turist konuşuyorlar. Şehri pek bilmediklerini anladıktan sonra karşılarında oturan kadın konuşmaya başlıyor:

Kadın: Nerelisiniz?
Turistler: İngiltere.
Kadın: Orası nasıl?
Turistler: Soğuk.
Kadın: Oh şimdi İngiltere'de mevsim kış mı?

Konuşma burada son bulmaz. Kadının sorduğu sorulardan biri de şudur:

"Trafik sol taraftan olduğuna göre, İngiltere'de herkes solak mı?